Güneş ülkesi Türkiye'nin daha fazla geç kalma lüksü yok
- Uğur YILDIRIM
- 21 Haz 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 21 Haz 2022
Her yıl 21 Haziran günü, Kuzey Yarım Küre'de güneş ışığından yararlanılan en uzun gün olduğundan "Dünya Güneş Günü" olarak kutlanıyor. Peki Türkiye olarak sonsuz bir enerji kaynağı olan güneşten dahası onun enerji gücünden ne kadar yararlanıyoruz. Tablo çok acı, dünyanın pek çok ülkesine göre jeopolitik konumumuz kaynaklı toplam güneşlenme süresi olarak ciddi bir potansiyele sahip olmamıza rağmen bu bedava enerjiden faydalanmada pek çok ülkenin gerisindeyiz.

Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlasına (GEPA) göre, ülkemizin yıllık toplam güneşlenme süresi 2.741 saat (günlük ortalama 7,5 saat), yıllık toplam gelen ışınım şiddeti günlük ortalama 4,18 kWh/m² olarak belirlenmiş. Özellikle yılda ortalama 1311 kWh/m2 ışınım alan ülkemizde maalesef bu güçten yeteri kadar yararlanamıyoruz.
Hayatın kaynağı olan güneş her yıl dünyaya 219.000 milyar kilovat saat(kwh) enerji gönderiyor. Bir başka deyişle güneş enerjisinin toplam gücü 1.3 milyar ton petrole eşdeğer. Bu enerji günümüzde dünyada tüketilen tam 2500 katı. Almanya‘da bile yılda bir metrekareye gelen Güneş enerjisi yılda 100 litre petrole eşdeğer. Diğer bir deyişle Türkiye‘de güneşten inanılmaz miktarda enerji üretilebilir. Ama maalesef rakamlar öyle değil. Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyaya bakıldığında, Türkiye ışınım oranları noktasında dünyanın “yatırım yapılabilir” sayılı ülkelerinden biri. Nasıl mı? Güneş santralleri için ön koşul sayılan yıllık en az 2000 saat güneşlenme süresi aranıyor. Türkiye‘de ortalama 2640 saat hatta bu rakam Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ise 3000 saatte kadar çıkıyor. Buna rağmen üzüntü verici olarak ortaya çıkan gerçek ise güneş enerjisinden çok az yararlanıyoruz. Bu gün güneş enerjisinden en fazla yararlanan ülkeler sıralamasında başı Almanya, İtalya, Çin, ABD, Japonya, İspanya, Fransa, Belçika, Avusturalya, Çek Cumhuriyeti ve İngiltere gibi ülkeler geliyor. Jeopolitik olarak bize en yakın ülke olan komşumuz Yunanistan bile bu listede yıllık 1.536 MW üretimiyle 12. sırada yer alıyor.
GÜNEŞ BAĞIMSIZLIK SEMBOLÜDÜR
Temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarının başında güneş enerjisi yer alırken, özellikle enerjide bu kadar dışa bağımlıyken ülkemiz için bir şans olan güneş enerjisinden bu kadar az faydalanıyor olmamız çok üzücü. Öyle ki; en çok güneş alan ama en az güneş enerjisi kullanan ülke olarak istatistiklere geçmiş durumdayız. Ülkemizde birincil enerji arzı içinde fosil kaynakların payı yüzde 83,5, yenilenebilir enerji kaynaklarının payı yüzde 16,5; ithal kaynakların payı yüzde 69, yerli kaynakların payı ise yüzde 31’dir. 2020 yılındaki verilere göre ülkemizde elektrik üretimimizin enerji çeşidine göre dağılımı yüzde 31,8’i hidrolik enerji, yüzde 27,2’si doğalgaz, yüzde 20,3’ü kömür ve linyit, yüzde 8,9’u rüzgâr, yüzde 6,8’i güneş, yüzde 1,7’si jeotermal ve yüzde 3,3’ü ise diğer kaynaklar olarak sıralanmakta.

“NET SIFIR EMİSYON” İÇİN DE GÜNEŞ ENERJİSİ EN AKILCI ÇÖZÜM
Türkiye son yıllarda güneşin kıymetini anlamış bir ülke ama bu elbette çok yetersiz ve çok da geç kalınmış bir adım. Öyle ki; “net sıfır emisyon” gibi iddialı hedeflere ulaşmak için başta kömür olmak üzere fosil yakıtların elektrik üretiminden büyük ölçüde çıkarılması gerek. Artan kömür fiyatları, doğalgazdaki artış ise endişe verici. Türkiye’nin güneş başta olmak üzere rüzgar enerjisi potansiyeli çok yüksek ancak yenilenebilir enerji kaynakları birbirlerini destekleyecek şekilde sisteme entegre edilmeli. www.elektrikligelecek.com olarak ‘ Dünya Güneş Gününü’ kutluyor ama Ülkemizin %100 yenilenebilir enerjiyle ihtiyacın karşılanması için günlük politikalara değil uzun vadeli plan ve hedeflere ihtiyacı olduğunu bir kez daha hatırlatıyor ve güneş santrallerinin yapımı için bir an önce adımlar atılmalı diyoruz.
Haber : Ulaş KÖKÇE
Comments