E-mobilite Etkisinde Otomotiv Dünyasında Değişim
- Işık Tunçel
- 16 Tem 2023
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 May 2024
Elektrikli ve hibrit araçlar, 2021'de küresel otomobil satışlarının %8’ini, 2022'de de %13'ünü oluşturdu. Önümüzdeki 20 yıl içinde içten yanmalı motorların aşamalı olarak kullanımdan kaldırılması hedefleniyor. Tüketicilerin %60’ı bir sonraki satın alımlarında elektrikli araç tercih edeceklerini ifade ediyor ve bunun da bir yansıması olarak otomotiv ekosistemi Ar-Ge faaliyetlerine hız vererek, elektrifikasyona yönelik hızlı adımlar atıyor. Diğer taraftan küresel anlamda da elektrikli araç ve oluşan yeni ekosistemden edilen küresel gelirde artan bir tutarla ölçümlenmeye devam ediyor.

Koray Öztopçu / Garanti BBVA Tüketici Finans Direktörü
e-mobilite trendleri küresel anlayışı değiştiriyor
Elektrikli otomobil endüstrisinde önümüzdeki yıllarda yüksek büyüme beklentisi, güvenlik, rahatlık ve araç içi deneyimi iyileştiren yeni yazılım merkezli özellikler ve işlevlerle büyüyen yazılımlı araçlarla küreselde de değişimi beraberinde getiriyor. Bu değişim otomotiv üretimi yapan ülkelerin toplam üretim adetlerine de yansırken, tüketim tarafında da karbon emisyonunu azaltmak, şehirlerde mobilite ve lojistiği maliyetlerle birlikte optimize etmek, yeni sahiplenme anlayışıyla birlikte elektrikli araçlara olan tüketici ilgisini artıyor.
Otomotiv endüstrisi yeni ekosistem ile büyüyor
Değişken makroekonomik zeminde, hammadde kısıtlarına rağmen otomobil endüstrisinin önümüzdeki yıllarda büyümesi bekleniyor. 2022'de, 2021'e göre %5,7 artışla dünya çapında 85,4 milyon otomotiv üretildi. 2023'te küresel otomobil satışlarının, gelişmekte olan pazarlara daha fazla nüfuz edilmesi, elektrikli araçlara artan ilgi ve Çin'in yeniden açılmasıyla birlikte 85 milyonu aşacağı tahmin ediliyor. Kısıtlar altında üretim hacmi ve sektörün birikmiş talebi birleştiğinde, satışları ve üretimi etkileyen tedarik zinciri sorunları sektörü düşündürürken, 2024'te toplam araç satışlarının içinde yer alan otomobil satışlarının 74 milyona yükselmesi ve 2020'den bu yana gördüğümüz yükselişi pandemi öncesi ulaşılan seviyelere getirmesi bekleniyor.
Dünyada 2021 ve 2022'de otomotiv üretimi

Sınıflandırma: Açık
Fosil yakıtlardan uzaklaşma, Çin'de motor endüstrisinin yükselişini hızlandırdı
Çin, yılın ilk üç ayında Japonya'yı geride bırakarak dünyanın en büyük otomobil ihracatçısı haline geldi. Çin 2023’ün ilk 3 ayında 2022'nin aynı dönemine göre %58 artışla 1,07 milyon araç ihraç etti. Japonya'nın araç ihracı, bir önceki yıla göre %6 artarak 954.185 oldu. Çin'in ihracatı, elektrikli arabalara olan talep ve Rusya'ya yapılan satışlarla arttı.
Geçen yıl Çin, Almanya'yı geride bırakarak dünyanın en büyük ikinci otomobil ihracatçısı oldu. Çin, 2022'de 3,2 milyon araç ihraç ederken, Almanya'nın 2,6 milyon olarak gerçekleşti.
Elektrikli otomobillerin ilk çeyrek ihracatı, bir önceki yıla göre %90'dan fazla arttı.
Batılı ülkeleri Moskova'ya ticari yaptırımlar uyguladıkça Çin’in, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana Rusya'ya yaptığı ihracat arttı. Bu durumun arka planında Çin’in rakiplerinin Ukrayna'nın işgalinin ardından ülkeyi terk etmesinin yattığını söylemek de mümkün.
E-mobilite ile şekillenen yeni ekosistemin tüketicilerinin beklentilerine paralel finansal anlamda sunulacak ürünleri de etkilemesi bekleniyor. Bunun yanında, Ar-Ge faaliyetleri ve yazılımlarla kuvvetlenerek dünyada elektrikli akıllı araç üretiminde ülkelerin önceliği olarak büyüyeceği, üretim adetlerinde bilinen sıralamanın dışında da küresel anlamda önümüzdeki yıllarda bölgesel ve ülkeler arasında kaymaların olacağı öngörülüyor.
Euro 7, e-mobilite etkisinde sürdürülebilir dünya anlayışına geçişi yavaşlatır mı?
Avrupa Birliği, Euro 6 standartlarının Euro 7 ile değiştirilmesine yönelik adımları hızlandırdı. Euro 7 düzenlemesi özetle, otomobil ve kamyonetlerden kaynaklanan emisyonların Euro 6'ya kıyasla 2035 yılına kadar %35 oranında düşürülmesini hedefliyor. Otobüs ve kamyonlar için bu hedef %56 civarındadır. AB'de, yeni binek otomobiller/kamyonetler ve ağır vasıtalar için Euro 6 altında emisyon limitleri uygulanırken, Euro 7'nin otomobiller/kamyonetler için Temmuz 2025'e, ağır vasıtalar için de Temmuz 2027'ye kadar uygulanması planlanıyor.
Otomotiv endüstrisi ve Euro 7
Otomotiv çevresinde bir kısım görüş içten yanmalı motorlu arabaların satışının 2035'ten önce düşmeye başlayacağını savunuyor. Otomotiv üreticileri, Euro 7 sistemine geçişin elektrikli arabalara dönük yatırım yaptıkları için maliyetlerini artırdığı ve otomobil üreticilerini yüklü yatırım maliyetleri ile karşı karşıya bıraktığını iletiyor.
Birçok otomotiv üreticisi, Euro 7, Avrupa'da satılacak içten yanmalı motorlu araçların daha verimli ve daha çevre dostu olmasını ön gören bir standart olduğunu ve mevcut motorların daha verimli hale getirilmesi için yatırım yapılması gerektiğini söylüyor. Elektrikli ekosisteme geçişi yavaşlatacak ve sadece birkaç yıl geçerli olacak bir uygulama için içten yanmalı motorlara yatırım yapmanın gereksiz para ve zaman kaybı olduğu da tartışılıyor.
Genel görüş, Euro 7 ile üreticilerin kaynaklarını yeni sıfır emisyonlu araçların geliştirilmesinden ve mühendisliğinden içten yanmalı motorlu araçların daha da geliştirilmesine yönlendirmeye zorlayacağı yönünde oluşmuş durumda.
Hammadde kısıtları, global gelişmeler ve e-mobilite
Özellikle pandemi, ardından Rusya Ukrayna Savaşı ve kaynakların kısıtlı olması sebebiyle oluşan arz-talep ve lojistik sıkıntıları e-mobiliteye geçişi yavaşlatırken; Avrupa ülkeleri, Euro 7'nin 2025’te uygulanmasını destekliyor. Üreticiler de Avrupa Komisyonu tarafından önerilen 2025 tarihinden sonraya ertelemeye çalışıyor. Bu, birçok büyük şehirde günümüzün kirlilik sorununun bir süre daha devam edeceği anlamına geliyor.
Yeni ekosistemde e-mobilite ile entegre olmak önemli
Yoğun nüfuslu büyük şehirlerde, apartmanlarda ve sitelerde çatı GES uygulamasının yaygınlaştırılması otomotiv sektörüne etkisini de göz önüne aldığımızda her geçen gün önem kazanıyor. Hem ortak alanlar için hem de dairelerde kullanımı yaygınlaştırmak depolama imkânlarının da sunulmasıyla sürdürülebilirlik adımlarının sıklaşmasına yol açacak.
Çatı GES uygulamaları teknolojik gelişmelerle aynı yüzey üzerinde daha büyük kapasitelerin konuşlanması ve elde edilen enerjinin depolama imkânının artması, ısı pompaları ve elektrikli araç şarjının entegrasyonuyla yeni ekosistemde önemli bir yer elde edecek. Çatı GES kurulumunun teşvik edilmesi, sürdürülebilir tüketici finansmanı ile birlikte özellikle akıllı şarj cihazları ve ısı pompaları ile de elektrikli mobiliteye yüksek etkide bulunacak.
Comments